top of page

ALDATILMA DÖNGÜSÜNDEN NASIL KURTULABİLİRSİNİZ ?

Güncelleme tarihi: 10 Eyl 2019




Yaşam Koçu ve Kişisel Gelişim Uzmanı Jülide Öztürk: Bir danışanım, hayatı boyunca kiminle birlikte olduysa sürekli olarak aldatıldığından şikayet ediyor, artık bunu değiştirmek istediğini ve bu durumu artık yaşamak istemediğini söylüyordu.

Ruhsal anlamda dönüşmek oldukça keyifli bir yolculuk. Zira hayatımızda tekrar eden negatif kısır döngüleri yani yaşadığımız üzücü sonuçların sürekli tekrar etmesini, korku, kaygı, vesvese, fobi, öfke, ruhsal ve bedensel hastalıklar gibi hayatımızı mutlu ve keyifli bir şekilde idame etmemize engel olan tüm durumları iyileştirmek bizim elimizde.

Ancak bunun için öncelikle, bizi mutsuz eden durumun varlığını farketmemiz sonrasında da bunu iyileştirme konusunda kararlı olmamız ve içsel bir direncimizin olmaması gerekiyor.

Birkaç yıl önce bir danışanım bana seansa geldiğinde, hayatı boyunca kiminle birlikte olduysa daha ilişkinin başında sürekli olarak aldatıldığından şikayet ediyor, artık bunu değiştirmek istediğini ve bu durumu artık yaşamak istemediğini söylüyordu.

Yaptığımız çalışmada annesinin çocukken ona “erkeklere sakın güvenme kızım, onlar seni kandırırlar, aldatırlar, üzerler” dediğini hatırladı. Sorunun kaynağını hemen bulmuştuk. Yani dönüşümün %50′lik kısmı olan “farkındalık” gerçekleşmişti. Geriye kalan % 50′lik kısmı, bunu kabul etmek ve bu durumu dönüştürmek için içsel teslimiyet halinde olmaktı. Sonrasında birkaç çalışma yapmak yeterliydi ve bu, işin en kolay kısmıydı. Bilinçaltındaki bu negatif düşünce kalıbını dönüştürme çalışmasına başlamadan önce danışanımın içsel bir direnci olup olmadığı konusunda küçük bir test yaptım ve kendisine; bu seanstan sonra artık bu döngüyü yaşamaktan kurtulacağını, yani sürekli kendisini aldatan erkekleri hayatına çekmeyeceğini söyledim ve buna hazır olup olmadığını sordum. Yanıtı panik halindeydi ve aynen şöyleydi : “Nasıl yani, hemen mi, şimdi mi, bir dakika bir dakika durun, yani buna tam olarak hazır mıyım bilemiyorum!“

Ve hıçkırarak ağlamaya başladı…

O an bu değişime ve dönüşüme tam olarak hazır değildi. Sadece sorunun kaynağını farketmişti ve bunu kabul ediyordu yani farkındalık kazanmıştı ama bu durumu bu kadar kısa sürede dönüştürmeye hazır değildi.

Çünkü birincisi; çoğumuz ters giden, bizi üzen, yoran, yaşam kalitemizi olumsuz etkileyen şeyleri hızla iyileştirebilecek ve dönüştürecek güçte olduğumuzun farkında ve bilincinde değiliz. İlla her şey zor, zahmetli, meşakkatli olmak zorunda!

İkincisi; bazılarımız bir yandan bizi mutsuz eden kişi ve durumlardan şikayet ederiz diğer yandan bu şikayetlerden farkında olmadan garip bir içsel haz duyarız. Çünkü ya etrafımızın ilgisini çekiyoruzdur, ya da şikayet ettiğimiz, bizi mutsuz eden şeyler tükendiğinde yerine koyacak iyi bir şeylerin olduğunu bilmiyoruzdur. Yani hayatımızda her şeyin mükemmel gideceğine dair inancımız yoktur.

Yaptığımız ilk seanstan sonra kendisine bir süre ara vermemiz gerektiğini söyledim ve 1 ay sonrasına randevu verdim. Bu süre zarfında tam da hayallerindeki gibi biriyle tanıştığını ve çok mutlu olduğunu söyledi beni arayarak. Ama hala aldatılma kaygısı taşıyordu. 1 ay sonra geldiğinde ise bana şunu itiraf etti ; “geçen geldiğimde bu durumdan bu kadar çabuk kurtulacağımı düşünmemiştim, üstelik aldatılmamanın ne demek olduğunu bilmiyordum. Kendimi bu sona o kadar alıştırmışım ve bunu yaşamayı öylesine kanıksamışım ki, mutlu bir birliktelik yaşayacağıma dair inancım yoktu bunu farkettim. Artık hazırım bu duyguya veda etmeye.” İşte bu müthiş bir farkındalık ve içsel teslimiyetti. Artık bu noktadan sonra dönüşüm çok kolaydı. Çalışmalarımıza devam ettik. Birkaç ay sonrasında evlilik haberini müjdeledi. Şimdi aradan tam 7 yıl geçti ve eşinin ne kadar sadık biri olduğunu ve çok mutlu olduklarını hala keyifle paylaşıyoruz.


179 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page